Obsesif kompulsif bozukluk -daha sıklıkla bilinen adıyla takıntı rahatsızlığı-; mantık dışı olduğu bilindiği halde istemsiz şekilde tekrar tekrar akla gelen ve zihinden uzaklaştırılamayan düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşünceleri zihinden uzaklaştırmak ya da düşüncelerin verdiği sıkıntıyı azaltmak adına tekrar tekrar yapmak zorunda hissedilen eylemleri (kompülsiyonlar) ya da kaçınma davranışlarını tanımlamaktadır.

Kimi zaman zorla veya istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, dürtüler ya da hayallere sahipseniz

Bu istenmeyen düşüncelere, dürtülere veya hayallere aldırmamaya ya da bunları baskılamaya çalışır ya da bunları başka bir düşünce ya da eylemle etkisini azaltma (bir zorlantıyı yerine getirerek) girişimlerinde bulunuyorsanız.

Yineleyici düşünceyi durdurmak için (örn. el yıkama, düzenleme, denetleyip durma) ya da zihinsel eylemler (örn. dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme) davranışlarda bulunuyorsanız.

Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler yaşanan kaygı ve sıkıntıdan korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan sakınma amacı ile yapıyorsanız.

Takıntılar ya da zorlantılar zamanınızın çoğunu alıyorsa (örn. günde bir saatten çok ) ya da  bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda  işlevsellikte düşmeye neden oluyorsa profesyonel bir destek almalısınız.

Kişide ansızın kendini gösteren, belli bir duruma bağlı, kişinin fiziksel varlığını da etkileyebilen büyük korku.
Başta”Panik Bozukluk”olmak üzere,bir çok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda(Tiroid bezinin aşırı çalışması,kan şekeri düşüklükleri,enfeksiyon hastalıkları,kansızlık gibi…) görülebilen;aniden beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı-bunaltı,korku karışımı bir nöbettir.

Bu nöbet kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki;kötü bir şey olacağı veya sonunun geldiğini ,öleceğini hisseder.Bu korku fırtınasını yaşayan insan ,doğal olarak o ortamdan ve durumdan kaçma,uzaklaşma davranışı gösterir,Bir an önce yardım alınabilecek bir sağlık kuruluşuna müracat edilir. Çoğu kerede hastane,doktor gördüğünde kişide rahatlama olur ve nöbet geçebilir…

Panik atağı yaşayanların bazıları,o esnada;kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler.İlk defa hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide, kendisini ölüme yakın hisseden kişi,büyük bir korku ve dehşet yaşar.Bazısı o an kim varsa, ona vasiyetini söyler.Telaş ve kaygıyla bir an önce acile-doktora yetişmek için etrafına yalvarır.Kimisi aklını kaçıracağını,felç geçireceğini,kontrolünü yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder

Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma hissi
Terleme, titreme, nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş gibi ya da bayılacakmış gibi olma
Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldırma korkusu
Uyuşma ya da karıncalanma duyumları
Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Ölüm korkusu hissi

Sosyal Fobi bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği/değerlendirlebileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı düşüncesi ve bu konuda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. Kişiler başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yapmaları gereken durumlardan korkarlar ve bunlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Ellerinin ya da seslerinin titrediğinin farkına varılacağı gibi kaygılarından ötürü toplum önünde konuşmaktan korkabilirler ya da düzgün bir biçimde konuşamıyor gibi görünmekten korktukları için başkalarıyla karşılıklı konuşurken aşırı kaygı duyabilirler. Sıklıkla rahatsız olunan sosyal durumlar, topluluk önünde konuşma, yeni insanlarla tanışma, sosyal ortamlar(düğün, eğlence, parti, cenaze vb.), karşı cinsle arkadaşlık ilişkisi başlatma, topluluk içinde yemek yeme, otorite sahibi kişilerle konuşma ve başkalarının fikirlerine karşı çıkma olarak gösterilebilir.

Sosyal fobisi olan insanlar, yaptıkları davranışlarından dolayı diğer insanların kendileri hakkında olumsuz düşünceler geliştireceklerine inanırlar. Başkalarının kendilerindeki terleme, titreme, yüz kızarması gibi kaygı belirtilerini fark edeceklerinden endişe ederler.

Sosyal fobikler, sıklıkla rahatsız oldukları ortam ve durumlardan kaçınmaya / uzak durmaya çalışırlar. Bunu yapamadıklarında ise son derece kaygılı ve utanmış hissederler. Rahatsız olunan durum ve ortamlardan uzak kalma çabası zaman zaman panik ataklara yol açabilir.

Tanımadık insanlarla karşılaştığı ya da başkalarının gözünün üzerinde olabileceği, bir ya da birden fazla toplumsal ya da bir eylemi gerçekleştirdiği durumdan, belirgin ve sürekli bir korku duyma: kişi küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağından korkar (ya da anksiyete belirtileri gösterir)

Kişilik bozuklukları uzun dönemli, şiddetli ve dirençli düşünce ve davranış kalıplarıyla karakterize olmuş zihinsel bozukluklar sınıfıdır.Kişilik bozukluğu olan kişiler gerçekleri çok farklı algılamakta ve sorunun kendi bakış açısında olduğunu fark edememektedir. Kişilik bozukluğu iş, ilişki ve sosyal yaşantısında ve günlük en basit işlerinde bile etkileyebilmektedir. 

Kişilik bozuklukları belli başlı kategorilerde farklı sınıflandırmalar kullanılarak ele alınmaktadır. En sık kullanılan kişilik bozukluğu türleri aşağıdaki gibidir:
Şizotipal Kişilik Bozukluğu:
Antisosyal Kişilik Bozukluğu:
Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu:
Histrionik Kişilik Bozukluğu:
Narsistik Kişilik Bozukluğu:
Çekingen (Kaçıngan) Kişilik Bozukluğu:
Bağımlı Kişilik Bozukluğu:
Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu:
Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu:
Depresif Kişilik Bozukluğu:
Sadistik Kişilik Bozukluğu:
Kendine Zarar Verici (Yenilgin) Kişilik Bozukluğu:

Travma ve Yas Terapisi

Aniden/beklenmedik bir şekilde gelişen, günlük rutin işleyişi bozan, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar, travmatik yaşantılar olarak tanımlanabilir. Eğer bir olayda; yaşamı tehdit, vücut bütünlüğüne tehdit, sevdiklerimize tehdit, inanç sistemlerimize tehdit söz konusuysa bu olaylar kişi için travmatik birer yaşantıdır. Yaşanan bir trafik kazası, doğal afet- deprem ya da sel, taciz, uzun süren bir evlilikte atılmış olan ilk tokat bu konuya örnek oluşturabilir. Yaşanan travmatik bir olay sonrasında neredeyse herkes “stres tepkileri” gösterir. Bunların “anormal bir olaya verilen normal tepkiler” olarak görülmesi gerekmektedir.

Çift ve Evlilik Terapisi

Evlilik bireyden aileye geçiş evresidir. Bu yeni yaşam şekline uyum sağlamak da haliyle eşler için zorlu bir dönem olabilmektedir. Zira her iki eş de bu güne kadar inşa ettikleri kimlikleri ve buna eşlik eden alışkanlıklarıyla bir araya gelmektedirler. Bu birikimler bazen uyumu kolaylaştırabilirken bazen de zorlaştırmaktadır. Evlenmeye karar veren bireylerin evliliğe bakışları, eşlerin evlilikten beklentileri, eşlerden beklentileri, kişilik uyumları, cinselliğe bakışları, kök aile ilişkileri, evlilik krizleri gibi alanlarda uzman gözüyle yardım almaları bu zorlu süreci kolaylaştırmaktadır.

34 YILLIK MESLEKİ DENEYİM
PSİKİYATRİST VE PSİKOTERAPİST
GÜVENİLİR VE PROFESYONEL YAKLAŞIM
İLAÇLI VE İLAÇSIZ TEDAVİ YAKLALIMI

RANDEVU İÇİN ARAYIN
0224 257 54 54

PSİKİYATRİST DR. YUSUF KALA

HAKKIMDA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN